ilimalemi

Tesettür

Tesettür

Tesettür, örtünmek anlamında İslam dini terimi. Arapça setr (s-t-r) "örtünmek/örtmek" kökünden gelir[1]. İslam dünyasında kişilerin kıyafetleri ile ilgili hususları belirlemede kullanılan bir kavramdır. Sıklıkla kadınlar için kullanılsa da erkeklerin de vücutlarının belirli bir kısmı aynı şekilde örtülmek zorundadır. Bununla birlikte örtünme yerleri ve şekli kadın ile erkek arasında değişiklik gösterir.

Tesettür, türban ve baş örtüsü

Ayrıca bakınız: Türban

Tesettür kavramı sıklıkla türban kavramı ile karıştırılır oysa ki tesettür kavramı daha kapsamlı bir kavramdır. Türban doğrudan İslamî bir kavram değilken tesettür bir İslam dini terimidir.

Tesettür zaman zaman baş örtüsü ile de karıştırılır. Baş örtüsü sadece başın örtülmesini kapsarken, tesettür daha genel bir terimdir ve Kur'an'da çeşitli ayetlerde belirtilen şekilde daha genel bir tür örtünmeyi tanımlar.

Hicab, hımar ve cilbab

Tesettür ile aynı anlamda kullanılan, Arapça ve Farsça yayınlarda tercih edilen bir başka terim de "hicab"dır. H-c-b yani "örtmek" kökünden gelen Arapça hicab terimi, salt fizikî örtünmeyi değil, daha genel bir şekilde tevazu, mahremiyet ve ahlâk gibi kavramları da kapsar[2].

"İslam ve Müslüman Dünya Ansiklopedisi"nde hicab şöyle tarif edilir:[3]

Hicab terimi Kur'an'da kadınların veya erkeklerin giyinmesi ile ilgili bir anlamda kullanılmaz, bundan ziyade bölmeye yarayan veya mahremiyet sağlayan bir perde anlamında kulllanılır. Kur'an erkek inananların (Müslümanların) Muhammed'in eşleri ile perde arkasından konuşmaları gerektiğini belirtir. Bununla birlikte sonraki dönemlerde bu uygulama Müslüman toplumun geneline yayılmış, erkek ve kadın bölmelerinin ayrılması sonucunu doğurmuştur. Kur'an da "iffet" kavramı erkek ve kadınların bakışları, kıyafetleri, yürüyüşleri ve cinsel organları ile ilgili hususları kapsar. Kadınların kıyafetleri, halk arasındayken tanınıp incitilmemeleri için, boynu kapatacak şekilde "hımar" ve vücudu kapatacak şekilde "cilbab" giymeleri gerektiği şeklinde izah edilir. Eller, ayaklar ve yüz dışında tüm vücudun kapatılması gerektiğine dair hususlar sonradan kapsamlandırılmış olan fıkıh ve hadislerde yer alır.

Kur'an'da bazı ayetlerde geçen hımar, humur sözcüğünün çoğuludur ve çoğunlukla baş örtüsü olarak çevirilir. Kur'an'da Nur Suresi'nde tesettür ile ilgili ayette geçer. [1].

Türkçe Kur'an çevirilerinde pek rastlanılmayan diğer bir İslami terim de cilbabdır. Bu kavram batılı dillere daha çok "pelerin ya da büyük şal" olarak tercüme edilirken Diyanet İşleri Başkanlığı'nın mealinde "bedeni örtecek elbise" olarak tercüme edilmiştir.[4] Günümüzde cilbab kavramı İslam aleminde, eller, ayaklar ve baş dışında tüm bedeni saran uzun elbise anlamında kullanılır.

Kadınlar için tesettür genel olarak el ve yüz harici tüm vücudu kapsarken, erkekler için genellikle göbekten dizlere kadar olan kısmı kapsar.

Kur'an'da ve hadiste kadınlar için tesettür

Kur'an'da tesettür konusu ve bir emir olarak tesettür temel olarak Ahzab ve Nur surelerinde konu edilir. Bunun dışında tesettürün mahiyetine dair çeşitli ayetler de bulunur; örneğin kimin yanında tesettür edileceğine dair.

Nur Sûresi 31. ayette konuyla ilgili olarak şöyle denmektedir:

"Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini sakınsınlar, ırzlarını korusunlar: görünmesi zaruri olanların dışında zinetlerini açmasınlar ve başörtülerini yakalarının üzerine vursunlar; zinetlerini, kocalarından veya babalarından yahut kayın babalarından yahut oğullarından yahut üvey oğullarından yahut kardeşlerinden yahut kardeş oğullarından yahut kız kardeş oğullarından yahut kendi kadınlarından yahut sahibi bulundukları cariyelerden veya uyuntu (şehvetten yoksun) erkek hizmetçilerden veya henüz kadınların şehvet uyarıcı taraflarından habersiz çocuklardan başkasına göstermesinler; gizledikleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey mü'minler, hepiniz Allah'a tevbe edin ki, mutluluğu bulabilesiniz."[5]

Buna göre Türk İslam ilimleri alimi E. Hamdi Yazır tefsirinde, alimlerin çoğunluğunun bu ayetin zinet yerlerinin örtülmesi şeklinde anlaşılması gerektiğinde fikir birliği içinde olduklarını belirtir. Fakat ayrıntılardaki farklılıkları da belirtir. Örneğin mecazın durumu konusunda bazı alimler zinetlerin takıldığı yerlerin haricinde zinet eşyasına bakmanın caiz olduğunu vurguladığını savunurken, bazısı ise mecazın kadının ve belirtilen vücut kısımlarının güzelliğine atfen olduğunu belirtir; buna göre zinet zaten yapay süs olarak kadının güzelliğini süslemek amaçlıdır yani zinetten maksat bedendir - kadının gerçek zineti bedenidir[6]. Zaruri ile ifade edilen yerlerinse el ve yüz olduğu çeşitli şekillerde ifade edilmiştir. Mevdudi tefsirinde ayetin bu kısmını açıklarken kasedilenin kadınların bilerek ve kasıtlı olarak süslerini açığa vurmamaları, kontrolleri dışında açığa çıkandan ise mesul olmadıklarını belirtir. El ve yüzün kasdedilen "vücudun genelde açıkta kalan ve örtülmeyen kısımları" olduğu fikrini de tefsirinde belirtir ve bunun Hanefi fakihlerin çoğunluğunun görüşü olduğunu da not düşer[7]. Bu noktada gerek Yazır gerekse Seyyid Kutub'un tefsirlerinde de bahsedilen ve Ebu Davud'dan rivayet edilen bir hadis vardır. Hadiste Peygamber, Ebu Bekir'in kızı Esma'ya "Ya Esma! Kadın ergenliğe ulaşnca ondan görülebilecek olan ancak şudur!" buyurur ve kendi yüzü ile ellerine işaret eder[8][9].

Ayetin kalanında kimlerin yanında örtünmenin gerekmediğine dair bilgi yer alır.

Müfessirlerin ve İslam tarihçilerinin geneline göre İslam öncesi dönemde Arap kadınları enselerine bağladıkları veya arkalarına sardıkları baş örtüsü tarzı bir örtüyü takarlardı[10][11]. Bununla birlikte bu örtü gerdanlarını ve diğer taraflarını örtmezdi[12].

Ahzab Suresi 59. ayette ise tesettür konusuna şöyle değinilir:

"Ey peygamber, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış elbiselerinden (cilbablarından) üzerlerini sıkıca örtsünler! Bu, onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah, çok bağışlayıcıdır, merhamet edicidir."[13]

Yazır bu ayetin tefsirinde ayetin mümin yani hür kadının tesettür etmesinin emrini vurguladığını belirtir ve geçen cilbab sözcüğünü şöyle tanımlar:

"Cilbâb; Baştan aşağı örten çarşaf, ferace, car gibi dış örtüsünün, elbisesinin adıdır."[14]


KAYNAK: özgür ansiklopedi
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol